Heykeltraş (İngilizce sculptor) kelime anlamı ile taş, beton, demir, sac, bronz, polyester gibi maddeleri işleyerek heykeller, anıtlar, abideler, çeşitli şilt, plaket veya süs eşyaları yapan kişidir.
Heykeltraş, gelen talebe göre hazırlayacağı heykeli zihninde tasarlar en uygun malzemeyi seçip eserin alçı, balmumu veya çamurla taslağını (eskizini) hazırlar, taslağın ölçümlerini gerçek malzeme üzerine nokta veya çizgi halinde işaretler, kullanılan malzemenin türüne göre uygun araç ve gereçleri kullanarak istenilen formu kabaca oluşturur, taş ve beton dışındaki maddelerle çalışıyorsa ekleme, kalıp alma, kaynatma gibi yöntemlerle malzemeye şekil verir, elmas veya çelik uçlu kalemlerle oluşturulan formun ince oyuntularını şekillendirir, eserin yüzeyini parlatır.
Heykeltraş çalışmalarını atölyesinde yürütür. Çalışma ortamı kirli, çamurlu fakat sakindir. Heykeltıraş genellikle tek başına çalışır, zaman zaman müşterilerle ve diğer sanatçılarla iletişim halinde olabilir.
Heykeltraşlar genellikle bağımsız çalışırlar. Kültür Bakanlığı Güzel Sanatlar Müdürlüğü'ne bağlı kurumlarda, özel galerilerde sanat danışmanı olarak görev alabilirler. Üniversitelerde öğretim elemanı olarak görev yapabilirler. Heykeltraşlık düzenli gelir getiren bir meslek değildir. Bazı kimseler bu sanatı bir yan uğraş olarak sürdürdüklerinden ancak çok üstün yetenekli ve girişimci olanlar bu alanda kariyer edinebilirler.
Heykeltraş olmak isteyenlerin üst düzeyde tasarım ve çizim yeteneğine sahip, şekiller arasındaki ilişkileri, cisimlerin uzaydaki (mekandaki) durumlarını görebilen, ellerini ve parmaklarını ustalıkla kullanabilen, güzel sanatlara ilgili ve yaratıcı kimseler olmaları gerekir.
Mesleğin eğitimi özel yetenek sınavı sonuçlarına göre öğrenci alan ve “Heykel” alanında eğitim veren “Güzel Sanatlar Fakülteleri ile Güzel Sanatlar, Tasarım ve Mimarlık Fakülteleri” nde verilmektedir.
Oskan Efendi (Yervant)
1855 yılında doğdu 1914 yılında öldü. Bilindiği kadarıyla Avrupa'da heykel öğrenimi gören ilk Osmanlı yurttaşıdır İtalya'da ve Fransa'da öğrenim gördü Sanayii Nefise Mektebi Alisi'nin Heykel Şubesi'nin ilk öğretmenidir Osman Hamdi Bey'in yardımcılığını da yapmıştır Osman Hamdi Bey'in eşi Naile Hanım'ın ve Osman Hamdi Bey'in büstleri ile Efe ve Tavukçu Kadın adlı iki heykeli bugün elde olan ve bilinen eserleridir. Osman Efendi'nin heykel dalında başlayan eğitim faaliyetinin bir tamamlayıcısı niteliğinde olan işleri, genellikle ifade değerleri abartılmamış olan büst çalışmalarıdır.
İhsan Özsoy
1867'de İstanbul'da doğdu 1944'te İstanbul'da öldü. Sanayii Nefise Mektebi Alisi Heykel Şubesi'nin ilk öğrencilerindendir Bir rastlantı sonucu ve Osman Hamdi Bey'in aracılığıyla bu okula girdi Oskan Efendi'nin öğrencisi oldu 9 yıl öğrenim gördü 1981 yılında Paris'e gönderildi Bir süre Jan Baptist Gustave Deloye'un atölyesinde çalıştı.
Hadi Bara
1906 yılında Tahran'da doğdu 1971 yılında İstanbul'da öldü. Babası Afganistan'lı, annesi Türkiye Büyükelçiliği'nde çalışan bir memurun kızıydı Ailesi, Hadi (Bara) 3-4 yaşlarındayken Türkiye'ye göç etti Hadi Bara, ilkokuldan sonra bir süre Saint Joseph Fransız Erkek Lisesi'nde okudu 1923'te Sanayii Nefise Mektebi Alisi'ne girdiyse de, buradan da ayrıldı Bir süre memurluk yaptı 1925'te burs kazanarak Paris'e gitti Julian Akademisi'nde Bouchard'ın öğrencisi oldu Despiau'dan özel dersler aldı. 1930'da yurda dönünce, Akademi'de muallim muavini ve kitaplık memuru oldu Öğretim üyeleriyle anlaşmazlık içinde olan bazı arkadaşlarıyla birlikte, Akademi'den uzaklaştırıldı (1932), 1933 başlarında ise modlaj öğretmenliğine getirildi 1949 yılında Paris'e gitti ve rahatsızlanınca bir süre burada kaldı Non-figüratif sanat anlayışından etkilendi Yurda dönüşünde, Belling'in yönetiminde olan heykel atölyeleri ikiye ayrılınca bir bölümün yöneticiliğine getirildi (Zühtü Müridoğlu ile) (1950) Hastalığı nedeniyle emekli oluncaya kadar öğretim üyeliğini sürdürdü
Heykellere şekil veren ilk kadın parmakları Sabiha Bengütaş'a ait. O Türkiye'nin ilk kadın heykeltraşı olarak tanınıyor. Atatürk İsmet İnönü Abdülhak Hamid Ahmet Haşim Bedia Muvahhit gibi tarihte iz bırakan pekçok kişi onun parmaklarında yoğurduğu çamurla abideleşti.
1940 yılında dünyaya gelen Sabiha Bengütaş babasının Şam'da görevlendirilmesiyle eğitimini Şam'da Fransız Katolik Okulu'nda yapmış. İstanbul'a dönmelerinin ardından Köprülü Fuat Paşa Okulu'na devam edip mezun oldu. Küçük yaşlarda güzel sanatlara ilgi duyduğundan henüz liseyi bitirmeden 16 yaşındayken Sanayi-i Nefise Mektebi in resim bölümüne kaydolmuş. Kendi kendisine antik bir büstü kopya eden Sabiha Bengütaş'ın bu yaptığını gören heykel öğretmeni kendisinin yaptığına başta inanmadıysa da daha sonra ikna olunca onu destekleyip okulun heykel bölümüne ilk kız öğrenci olarak alınmasına yardımcı oldu. Yeteneği kısa sürede farkedilen Bengütaş okulunu birincilikle bitirdi. Roma Güzel Sanatlar Akademisi'nde ihtisas yaptı. İtalya'da büyük deneyimler kazanan Sabiha Bengütaş Taksim Meydanı'ndaki Atatürk abidesini yapan ünlü İtalyan heykeltraş Canoci'nin asistanlığını yaptı. Abdülhak Hamid'in torunu Emin Bey ile evlenen Sabiha Bengütaş kocasının diplomat olması nedeniyle birçok yabancı ülkede bulundu mesleğini bu ülkelerde sürdürdü.
Geleneksel Galatasaray sergisine 1925 yılında katılan ilk kadın sanatçılardan biri olan Bengütaş 1938 yılında Atatürk ve İnönü için açılan heykel yarışmasında birincilik aldı. Atatürk heykeli Çankaya Köşkü'nün bahçesinde İnönü heykeli ise; Mudanya'da bulunmaktadır. Uzun yıllar çalışmasını sürdüren Bengütaş 1992 yılında yaşamını yitirdi.